Ekonomi

Küresel şirket iflasları 10 yılın zirvesinde

Türkiye’de faaliyetleri CRIF grubu bünyesinde yer alan Dun & Bradstreet, “2023 Küresel İflas Raporu”nu açıkladı.

2021-2023 dönemi iflas verilerini kapsayan rapor, Dun & Bradstreet Worldwide Network (WWN) üyeleri tarafından derlenen ve küresel GSYİH’nın yaklaşık yüzde 90’ını oluşturan 45 ülkenin iflas verileri, Dun & Bradstreet’in deneyimli ekonomistleri tarafından analiz edilerek hazırlandı.

Dun & Bradstreet, “2023 Küresel İflas Raporu”na göre, 2023 yılında bir önceki yıla kıyasla küresel anlamda şirket iflaslarında yüzde 12 oranında artış yaşandı. Rapor, küresel anlamda şirket iflaslarının son 10 yılın en yüksek seviyesine çıktığını ortaya koydu. Raporda, 2023 yılında söz konusu 45 ülkenin yüzde 50’sinden fazlasında bir önceki yıla kıyasla şirket iflaslarında artış yaşandığına, Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı 11 ülkede ise şirket iflaslarında düşüş yaşandığına dikkat çekildi. Rapora göre, geçen yıl küresel anlamda yaşanan iflaslardaki artışta; salgın sonrası normalleşme süreci, sıkı para politikaları ve yüksek faiz oranlarının uzun süreli baskısı, zayıf küresel talep gibi olumsuz birçok faktörün etkisi oldu.

ABD, yüzde 79 artışla şirket iflaslarında birinci sırada

Dun & Bradstreet, “2023 Küresel İflas Raporu”nda, ABD, Kanada, Polonya, Hindistan ve Hollanda başta olmak üzere 20 ülkede, 2023 yılında bir önceki yıla göre şirket iflaslarının yüzde 12 olan küresel ortalamanın üzerine çıktığına dikkat çekildi. ABD, 2023 yılında bir önceki yıla kıyasla şirket iflaslarında yüzde 79 artışla incelenen ülkeler içerisinde birinci sırada yer aldı. 2023 yılında bir önceki yıla kıyasla şirket iflaslarında yüzde 70 artışla Kanada, incelenen 45 ülke içerisinde ikinci olurken, onu yüzde 56 artışla Polonya izledi. Rapora göre, 2023 yılında bir önceki yıla kıyasla şirket iflaslarında Hindistan ve Hollanda’da yüzde 53, Ukrayna’da yüzde 48, Fransa’da yüzde 36, Avustralya’da yüzde 34, Güney Kore’de 27, Japonya’da yüzde 23, Almanya’da yüzde 21, Endonezya’da yüzde 20 artış yaşandı.

Rapora göre, 2023 yılında başta ABD, İngiltere, Fransa, Kanada gibi gelişmiş ülkeler olmak üzere toplamda 14 ülkede iflas eden şirket sayıları pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıktı.

Türkiye’de iflas eden şirket sayısında düşüş

Dun & Bradstreet “2023 Küresel İflas Raporu”, Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı 11 ülkede ise şirket iflaslarında düşüş yaşandığını ortaya koydu. Rapora göre, Hırvatistan, şirket iflaslarında 2023 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 35 düşüşle en iyi performans gösteren ülke oldu. Belarus’ta 2023 yılında bir önceki yıla göre şirket iflasları yüzde 29, İtalya’da yüzde 23, Arjantin’de yüzde 20 düşüş yaşandı. Rapor, Türkiye’de ise 2023 yılında şirket iflaslarında yüzde 19 azalma yaşandığını gösterdi. CRIF İzleme Servisi tarafından, ticari sicil verileri ve Ticaret Sicil Gazetesi’ne yansıyan değişikliklerin detaylı incelenmesiyle oluşturulan analize göre, Türkiye’de geçen yıl toplamda 343 şirket iflas etti.

“Küresel ekonomi 2024’e bir önceki yıla göre daha güçlü bir zeminde başladı”

Dun & Bradstreet COO’su Julian Prower, Küresel İflas Raporu’na yazdığı önsözde, düşük faiz sürecinde yüksek oranlarda borçlanan, ancak finansman koşullarının sıkılaşması, faizlerin artması ve talepteki daralmayla borçlarını sürdüremeyen şirketlerin iflas riskinin arttığına dikkat çekti. Küresel enflasyondaki düşüşün sürmesi ve bir istikrar kazanmasının beklendiğine dikkat çeken Prower, “Küresel ekonomi 2024’e bir önceki yıla göre daha güçlü bir zeminde başladı ve yumuşak iniş olasılıkları arttı. Zor ekonomik koşullara rağmen alacak yönetiminin iyi yapılması; nakit akışını iyileştirme, borçluluk seviyesini düşürme ve risklerin yönetilmesinde faydalı olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Yüksek faizler ve jeopolitik risklerdeki artış şirketler için büyük risk oluşturuyor

Dun & Bradstreet Baş Ekonomisti Dr. Arun Singh ise “2024 Küresel İflas Raporu” için yaptığı değerlendirmede, küresel ekonominin geçen yıl beklenenden daha iyi performans gösterdiğini ve 2024 yılında kademeli olarak iyileşeceğini vurguladı. 2022 yılında hızla yükselen emtia fiyatlarının talepteki yumuşama ve arzdaki iyileşmeye bağlı olarak 2023 yılında istikrara kavuştuğunu, enflasyonda da istikrarlı bir düşüş yaşandığını hatırlatan Singh şunlara dikkat çekti; “Bu durum, şirketler için teşvik edici olmalıydı. Ancak merkez bankalarının dezenflasyon politikalarıyla gerçekleştirdikleri hızlı faiz artışları, finansmana erişimde sorun yaşanmasına ve maliyet artışlarına neden olduğu için şirketler üzerinde baskı yarattı. 2024 yılında da likidite ve ödeme üzerinde bu baskı devam edecek, ancak yılın ilerleyen döneminde bu durumun iyileşmesi bekleniyor. Küresel ekonomi, 2024’te bir yıl öncesine göre beklenenden daha güçlü başladı ve anlamlı bir durgunluk olmadan daha düşük enflasyonla, büyümede yumuşak iniş şansı arttı. Ancak yüksek faiz oranlarının tam etkisi henüz hissedilmedi. Daha geniş bir şekilde düşürülmeye başlandığında bile, para politikası uzun bir süre sıkı kalacaktır. Sürdürülebilir yüksek borçlanma maliyetleri ve düşük piyasa likiditesi, özellikle zor durumdaki işletmeler için nakit akışı yönetiminde önemli zorluklar oluşturabilir. Borç maliyeti, yeni yüksek oranlarla finansman risk ve mali konsolidasyon karşısında sınırlı kamu harcama desteği, zaten hali hazırda zorda olan birçok firmayı iflasa sürükleme riski taşıyor. Diğer yandan jeopolitik risklerdeki artışta küresel iflaslar konusundaki beklentimizi büyük ölçüde etkiliyor. Orta Doğu ve Ukrayna’daki çatışmalar, tedarik zincirlerinin kesintiye uğraması ve sıkıntılı finans ve enerji piyasaları yoluyla işletmeler için en büyük riski oluşturma eğilimindedir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu